Bozdoğan Kemeri, Pantokrator Manastır Kilisesi (Zeyrek Cami) ve Fatih Cami’nin gölgelerinin düştüğü Fatih’te, tarihî bir semtte hayata "Merhaba," demiş. Sonra Kız Kulesi'nin üzerinde çığlık çığlığa uçuşan martılarla sohbet ederek ve o martıları bulutlarla konuşturarak büyüdü Üsküdar’da.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Avukatlık ve son yıllarda arabuluculuk yapıyor. Yıllar geçtikçe ve insana dair olanı gördükçe “HİKÂYE”den bir hayatta yaşadığımızı anladı. Bu “hikâyeden hayatın”, kendince hikâyesini yazmayı seviyor.

Herkese Kitap Vakfı ne zaman kuruldu?

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı, on yıl önce kuruldu. 

 

Bu adımı atmanızın temel nedenleri neler? 

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı’nı kurmamızın en önemli sebebi, Türkiye’de yeterli sayıda kitap okunmaması. “Kitap, Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralaması yapıldığında ilk ona girer,” diye düşünmüştüm. Orada göremedim. “Herhalde,” dedim, “ilk yüze girer.” Orada da göremedim. İhtiyaç maddeleri arasında, tam iki yüz otuz beşinci sıraya koymuşlar kitabı! Türkiye’de her yüz kişiden sadece dördü düzenli kitap okuyor. 

 

Peki nasıl karşılık buldu bu çalışmanız? 

Bu çalışmamız üç ana amacı kapsıyor: Birincisi, Türkiye’de kitap okumayı sevdirmek; ikincisi, kitap okumayı yaygınlaştırmak; üçüncüsü ise, ihtiyaç sahiplerine kitap iletmek. Bu üç amaca uygun yaptığımız faaliyetler çok benimsendi. İnsanlar katkıda bulunmak istediler. Örneğin, kendi evlerinde okudukları kitapları bağışladılar. Biz onları aldık, okullara ve cezaevlerine gönderdik. Bugüne kadar yaklaşık dokuz yüz bin adet kitabı oralara ulaştırdık, ulaştırmaya da devam ediyoruz. 

 

Karşılık buldu diyorsunuz?

Evet, bence kitap her zaman karşılık buluyor. 

 

Peki, hedefinize ulaştınız mı? Ulaştınızsa bunu nasıl başardınız? 

Henüz ulaşamadım. Ben şuna inanıyorum: Türkiye’de kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak ve ihtiyaç sahiplerine kitap iletmek sadece bir vakfın başarabileceği proje değil. Çok büyük bir proje. Nüfusumuz çok fazla. Genç sayısı çok fazla. Dolayısıyla, çorbada tuz misali, elimizden geldiği kadar faydalı olmaya çalışıyoruz. “Dokuz yüz bin kitap,” diyorum ben ama Türkiye’ye yetmez. 

 

Peki deprem sonrasında nasıl adımlar attınız? Deprem bölgesindeki öğretmenler ve kütüphanecilerle hâlâ temasta mısınız? 

Gönderilecek kitapların seçimini, deprem bölgesindeki okullara bıraktık. Bu okullarla yapılan görüşmeler sonunda, önceliğimizi onlara verdik. Şu anda tamamen deprem bölgesindeki okullara kitap gönderiyoruz. Oradaki ihtiyaçları bir nebze olsun gidermeye çalışıyoruz. 

 

Seçtiğiniz okullardaki öğrencilere, uygun ders kitapları mı veriyorsunuz yoksa roman, hikâye türünde kitaplar mı?  

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı ders kitaplarına karışmıyor çünkü Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı dahilinde bu. Yanlış bir şey yapmak istemiyoruz. Roman, hikâye, şiir, biyografi türünde kitaplar gönderiyoruz. 

 

Organizasyonu nasıl yapıyorsunuz? 

Yaş gruplarına göre yapıyoruz. 

 

Bugünkü kampanyanın mimarı kim ve nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? 

Kitap okumayı sevdirmek amacıyla, yılda bir kere dahi olsa, insanların birbirlerine kitap hediye etmesi fikrini onlara bir şekilde duyuralım istedik. Kitap hediye etme konusunda yüz seksen ülkede araştırma yapılmış. “Hangi ülkeler çocuklarına kitap hediye ediyor?” diye bir sıralama yapmışlar. Biz ilk onda değiliz; ilk yüzün içinde de değiliz; çok gerilerde, yüz kırkıncı sıradayız. Kitap hediye etmek güzel bir aktivite; alanı da sevindiriyor, vereni de. Bu bir alışkanlık olsun istedik. İnsanlara, “Birine yaş gününde kitap hediye et” dediğimizde “Ayıp olmaz mı?” diyor. Kitabı çok küçük bir şey gibi görüyor. Aynı fiyatta bir çiçek gönderirse sanki daha itibarlı bir hediye verdiğini zannediyor. Halbuki kitap en güzel hediye, her alanda en güzel hediye. Sevgililer Günü’nde de kitap hediye edin. Yaş gününde de kitap hediye edin. Kutlama nedeni ne olursa olsun, kitap hediye edin. 

Mikroscope Ekibinden Zeynep Asutay, Ecem Akyüz, Serpil Öktem, Gülümsün Tansev

Başarılı bir iş insanı olduğunuzu biliyoruz. Bunun, çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu? 

İş hayatında başarılı olmuş her kişinin başarı hikâyesinin arkasında muhakkak bir sosyal sorumluluk projesine imza atmış olması vardır bence. Sosyal sorumluluk projelerine katılmak, insanı hem ruhen hem vicdanen mutlu eder hem de toplum içinde daha fazla saygı duyulan bir insan hâline gelirsiniz. Kafanızı yastığa koyduğunuzda mutlu olduğunuzu hissedersiniz. Mesela ben bu gece çok büyük bir mutlulukla yatağıma yatacağım. Kitap Hediye Günü’nde bu kadar insana kitap hediye ettik. Bir bilinç yarattık. Bu çalışmada gençler bir şekilde bize faydalı oldu. Dolayısıyla, sosyal sorumluluk projeleri iş insanları için, şirketler için çok önemli. Muhakkak birden fazla sosyal sorumluluk projesine destek olsunlar. 

 

İnsanın anlam arayışı, kendi başına bir anlam değil mi? 

Kesinlikle.

 

Peki, nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? Nasıl organize oluyorlar?

Vakfımızda “Kitapcan Gönüllüleri” diye adlandırdığımız bir gönüllülük müessesemiz var. Kitapcan gönüllüsü olmak isteyenler, web sitemizden de gönüllü olabiliyorlar (herkesekitapvakfi.org). Web sitemizde küçük bir form oluşturduk. Altına da, gönüllü kişinin nasıl yardımcı olabileceğini kutucuklarla belirttik. Birinci kutumuz diyor ki, “Size sadece gönülden yardım edebilirim.” Orayı işaretliyorlar. Bazıları da sadece “Projelerinize katılabilirim,” diyor. Bu şekilde başvuranlara bakıyoruz, onları inceliyoruz ve kendilerini birer kitapcan gönüllüsü yapıyoruz. Daha sonra uygun aktivitelerimiz için onlarla irtibat kuruyoruz ve müsaitliklerine göre, çalışmalarımıza katkı sağlıyorlar. Burada da gençler, bize bir şekilde yardımcı oldular. Demin de belirttiğim gibi, sosyal sorumluluk projeleri iş adamları, şirketler için çok önemli. Muhakkak bir veya birden fazla sosyal sorumluluk projesine destek olsunlar. 

 

Çalışmalar Anadolu’da da devam ediyor, değil mi?

Tabii.

 

Büyük mağazaların ve ünlü televizyoncuların, kampanyalarınıza ne şekilde destek vermesini sağlıyorsunuz? Onlara nasıl ulaştınız?

Biz on yıl önce kurulduk. O tarihte hemen hemen bütün illere yakın, Anadolu’ya da yayılmış olan büyük kitabevi mağazası olarak, sadece D&R’nin olduğunu gördük. Diğer kitabevleri daha az sayıda dükkânı, mağazası olanlardı. Onun için ilk önce D&R ile ilişki kurduk. Onlar da bize yardımcı oldular. D&R mağazalarına “Kitapcan – Kitap Hediye Kumbaraları” diye kumbaralar koyduk. Okuduğunuz ve evinizdeki kitaplıkta durması yerine, bir başkasına, bir gence faydası olmasını istediğiniz kitabı D&R mağazalarındaki bu kumbaralara bırakıyorsunuz. Daha sonra D&R, onları Herkese Her Yerde Kitap Vakfı’na gönderiyor. Biz de o kitapları yaş gruplarına göre ayırıp ihtiyaç sahibi okullara ve cezaevlerine iletiyoruz. 

 

Darüşşafaka’dan mezun biri olarak, kitap sizin için ne anlama geliyor? 

Bence kitap; kişinin ufkunu aydınlatan, vicdanını rahatlatan, onu olgunlaştıran, ayrımcılıktan, sinirden ve stresten uzaklaştıran, daha makul düşünmesine yol açan, beyninin çalışmasını, dolayısıyla da hayal kurmasını sağlayan ve onu daha iyi insan yapan araçtır. Kitap okuyan insanlar, iyi insanlar oluyor. 

 

Bugünkü kampanyadan nasıl bir sonuç elde edebileceğinizi düşünüyorsunuz? 

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı olarak, nisan ayının üçüncü pazar gününü Kitap Hediye Etme Günü ilan ettik. “Kitap Hediye Etme Günü’nde insanlar, hiç değilse yılda bir kez birine kitap hediye etsin,” dedik. İlk kampanyamızda “Tanımadığınız birine kitap hediye edin,” dedik. Bir sonraki yıl yaptığımız kampanyada, “Bir kitabınızı hediye edilmek üzere bir yere bırakın, bakalım kim bulup alacak?” dedik. Kimisi bir park yerine bıraktı. Daha sonra onların videolarını çekip sosyal medyada paylaştılar. Sevgililer Günü gibi, her yıl kutlanan birçok özel gün var. Bir de Kitap Hediye Günü olsun istedik. Bu çok ilgi gördü ve insanlar, Kitap Hediye Günü’nde hediye olarak hem kitap almayı hem de vermeyi alışkanlık hâline getirmeye başladılar. 

 

Peki, bu kampanyalara kimler daha çok katkı sağlıyor sizce ve neden? 

Bu tür kampanyalara bence kitap dostları katkı sağlıyor. İki türlü kitap dostu var: Birincisi, bireysel kitap dostları; ikincisi, kurumsal kitap dostları. Örnek olarak D&R, bir kurumsal kitap dostu. Bireylerde de çok kitap okuyan, kitabı seven insanlar var. Dolayısıyla da kitap aşkı olan, kitabı seven, kitap okuyan insanlar ve kitaba değer veren kurumlar, kuruluşlar destek veriyor.

 

Başarılı bir bankacı olarak, yakın geleceğimizde okuma eylemini nerede görüyorsunuz? 

Okuma bence şöyle önemli: Ben gençlere okumanın faydalarını anlatırken hep, zengin olmuş, büyük paralar kazanmış, büyük yatırımlar yapmış ve iş insanı olarak başarı kazanmış kişilerden, dünyadan örnekler veriyorum. Onların her yıl ne kadar kitap okuduklarını söylüyorum. Gençler bunları sosyal medyada da araştırınca bulurlar. Yani Microsoft’u yaratan Bill Gates veya Elon Musk gibi kişiler, hususi olarak her yıl belirli bir günü kitap okumaya ayırıyorlar. Kitap okumanın faydaları, sadece zihinsel ve vicdani açılardan değerlendirilemez. İş hayatınızda da size fayda sağlayacak bir uğraştır bu. Onun için kitap okumayı ihmal etmemeliler. 

 

“Devam etmesi gerekiyor,” diyorsunuz yani?

Evet. 

 

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı’nın çalışmalarına, başladığınız ve geldiğiniz yerden baktığınızda bu son on yıllık sürecin topluma olan yansımalarından memnun musunuz?  

Herkese Her Yerde Kitap Vakfı’nın kurucu genel başkanı olarak, bugüne kadar yaptığımız aktivitelerin karşılık bulduğuna inanıyorum. Ama şunu da biliyorum ki, sadece bu vakfın yaptığı çalışmalar, Türkiye’deki seksen beş milyonun kitap okumasını sağlayacak kadar etkili bir uğraş olamaz. Bu sebeple, sadece bizim vakfımızın değil sosyal sorumluluk anlayışı içerisindeki başka derneklerin, vakıfların, şirketlerin ve bireylerin de bu göle maya çalmalarını istiyorum. Biz aslında göle maya çalıyoruz. Bizim çaldığımız mayayla gölün maya tutması mümkün değil ama ne kadar çok insan ve kuruluş bu göle kitap okuma sevgisi mayası çalarsa bizim kitap gölümüz o kadar maya tutar.