Ceyda Avcı

Nefes

1993 yılında Balıkesir’de doğdum.
Üniversite eğitimimi kendi tercihimle Tarih Bölümü üzerine Bozok Üniversitesinde aldım. Tarih öğretmeniyim. Edebiyata her zaman ayrı bir ilgim ve alakam vardır.
Küçük yaşlarda ortaya çıkan bu ilgi ailem tarafından da desteklendi. Lise dönemi; yarışmalarda iki kez il ikinciliği, bir kez de il birinciliği kazandım.
Resim yapmak hobim, bir resmi yaparken, zihnimde kelimeleri netleştirip, yeni düşünceler ortaya çıkarıyor.
Deniz ve denize ait olan her şeyi çok severim, ruhumu besleyen bir şifacımdır.
‘Şartlar ne olursa olsun ilerlemek, yerinde durmamak’ benim için önemlidir. Aksini kabul etmem pek mümkün değildir.

Ağır ağırdı, nefes almakta zorlanıyor gibiydi. Elleri ve bacakları yüzgece benziyor, bedeni pullarla parlıyordu. Etrafına bakındı telaşla derin sessiz bir mavilik, yüzeye çıkmak için yüzdü. Ama her defasında daha dibe indi.

Deniz bir şeyler gösteriyordu ona sabırla. Bunlar iz bırakan anılarıydı. Kızıl mercanlar ona hayatından gelip geçen kızıl saçlı o kadını anımsattı. Aldığı nefesi çok daha rahat almaya başladı, anıları anımsadıkça. O kızıl mercanlarda biraz daha kalmak için çok çabaladı, çırpındı ama artık nefesi yetmiyordu akıntı onu sürüklüyordu son nefesiyle haykırıyordu suda.

Sürüklendiği yerde, balıklar gördü rengârenk. İçlerinden yüzgeci yaralı yüzemeyen bir balık ona baktı. Aklına yine bir anısı geldi, aldığı nefes bu sefer onu zorladı. Utanç duydu. Azap gibiydi aldığı nefes uzaklaşmak istedi ancak olmadı ileriye gidemiyordu. Kendi yüzgeçleşen elini uzattı, haklı bir acı hissetti. Şimdi tek yüzgeçle o ne yapacaktı?

Sadece büyük bir balık gördü sürüklendiği yerde. Küçük balığı yemeğe çalışıyordu. Hızla yüzdü onlara avucuna aldı küçük balığı. Kendini gördü onda. Hızla yüzeye yüzdü. Deniz bu sefer engel olmuyordu ona, elinde küçük balık yüzeye gün ışığına gidiyordu…

Birden gözlerini açtı, hızla nefes alıp veriyordu. Gün doğmuş, tepede martılar. Güldü kendine. Bir veda gerçekleşmişti. Anıları denize bırakıp,  sendeleyip yürümeye başladı…