Gözde Uskur senaryo yazarlığı eğitiminin ardından çizime yöneldi. Resimli hikâye kitapları ve illüstrasyon alanında çalışmalar üretiyor. İzmir'de yaşıyor.

 

Önemli olan evrenle temasın zenginliğinde yer alır.

İç dünya ile dış dünyanın kavuştuğu yerde.(*)

 

 

“Canım Kurbağa, artık yaşlıyım” dedi Yaşlı Kadın.

Kurbağa ve Yaşlı Kadın yorgun gözleriyle uykunun gelmesini bekliyorlardı. Her gece beklemeleri gerekiyordu uykuyu. “Çok düşünüyorsun o şeyi” dedi Kurbağa.

“Ama ne kadar oldu seni öpmeyeli?”

“Oldu biraz, ama ben düşünmüyorum o kadar”

Kurbağa kadının göğsüne sıçradı.

“Biliyorsun” dedi kadın “sevmezsem güzelleşmiyorlar.”

“Ben  seviyorum bazen” dedi Kurbağa,

“Baksana senin bile sesin çıkmıyor” dedi kadın.

“Evet bu sıra biraz, üşüyorum.”

“Yani eskisi gibi değil, neydi o sabahki halin.”

“Bir şeylerin arasına sıkıştım” dedi Kurbağa ve başını tatlılıkla kadının göğsüne bıraktı “uyusak mı?”

“Çok mu susuyorum sence ben?” dedi kadın.

“Çok değil canım,”

“Daha da konuşmazsam sesimi unutacağım çünkü.”

“Biliyorum canım.”

“Sen hiç dışarı çıkmıyorsun, nereden bileceksin!”

“Haklısın canım.”

Kadın döndü ve Kurbağa’nın kapanmak üzere olan koca gözlerine baktı “Onu böyle ben yoruyorum” dedi içinden ve “Niye beni hiç aramıyorsun!” dedi dışından.

Kurbağa esnediği anlaşılmasın diye konuşurken dudaklarını aşağı sarkıttı “Nerede olduğunu biliyorum” dedi “bu yüzden aramıyorum seni.”

Kadın yüzünü çevirdi “İçerisi niye yetmiyor?”

“Yetiyor, sadece burada macera yok.”

“Yine de bilmediğim şeyler var” dedi kadın. Evden çıkmak için her gün küçülmesi ve bir kurbağaya benzemesi gerekiyordu, “kaybolmak istemiyor musun artık?”

“Sen yokken değil” dedi Kurbağa,  “dışarı çıkınca sadece yeni olanı görüyorum güzel bir şey mi bu pek de emin değilim, her şey her zaman yeni ve sonsuz çeşitlilikte. Öyle çok detay var ki gerçek sanırsın yine de uzağa gitmek mümkün değil. Yani anlıyor musun canımın içi, burada, her gün, istediğim kadar zıplayabilir, tek bir şeyin sayısız kez parlayıp sönüşüne tanık olabilirim. İstediğim kadar büyüyebilir, dönüştüğüm her şeye hayran kalabilirim. Dışarı çıkmak için yapmam gereken tek şey kendim olmak ama…”

Kurbağa konuşurken kadın uyuyakaldı.

“…galiba bir daha karşılaşmayız diye korkuyorum.”

Kadının uyuduğunu görünce nihayet Kurbağa da gözlerini kapadı ve kolayca uykuya daldı. Derken tutunamayıp yavaş yavaş kadının saçlarının içine doğru kaydı.

Yaşlı Kadın boynunda bir ıslaklık hissetti, içi gıdıklandı ve Kurbağa’yı yeniden öpmeyi çok istediyse de vazgeçti çünkü belki de Kurbağa dışarı çıkarsa bir daha hiç dönmek istemezdi.

Uyuyormuş gibi yapmaya devam etti.

 

*Hubert Reeves, Boşluk Bakışımın Biçimini Alıyor, TÜBİTAK Yayınları