Kurumuş dallarına, can üfleyen biri var;
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Ne vakit ki sevdanın sende daim yeri var,
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Hazır mısın ey âdem, cana hatır sormaya?
İlmin, feyzin, ahlâkın kapısında durmaya.
Sarmaşık dalı gibi, yeri göğü sarmaya;
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Resmini çiz sevdanın, aşkın şiirini yaz.
Bitmesin dudağında, o yalvarış, o niyaz.
Zemheri yetti artık, bitsin diye bu ayaz;
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Kalpte yanan ateşin, alevi ol, külü ol.
Tomurcuk ol, filiz ol, dost bağının gülü ol.
Umuduna tutun da, ister diri, ölü ol;
Kalbin sürgün verecek, Yunus’a döndüğünde
Kalp kırma, can yakma, bu düstur ilke olsun.
Sevdayı muallim bil, aşk sana bilge olsun.
Dallar meyveye dursun, bir kutlu gölge olsun.
Kalbin sürgün verecek, Yunus’a döndüğünde
Yoldaşın olsun âdem, her dem edebin arın.
Dününden utanmasın, seni bekleyen yarın.
Yüzüne vursun şavkı, aşk denen kutlu nârın.
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Kalbin anahtarını doğru sözden bil hele.
Ben olmasın özünde, beni bizden bil hele.
Yunus’un yürüdüğü, yolu izden bil hele.
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde.
Bitsin artık Kabil’in Habil’le olan cengi.
Hoşgörü ve tevazu kâmil insanın dengi.
Senin elinde âdem, koca dünyanın rengi.
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Sevdikçe yağar yağmur, sular sevdikçe çağlar.
Kekikten esvabını giymeyi bekler dağlar.
Git yüreğine dokun, nerede garip ağlar
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde
Mevlana, Hacıbektaş, Pir Sultan, Ahi Evran
O yüce gönüllerde dönmedi mi bu devran?
Aşka inan ey âdem, aşka aşk ile davran.
Kalbin sürgün verecek Yunus’a döndüğünde